İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE DEKARBONİZASYON

Şu anki vaziyetimizi açıklamanın en kolay yolu, evimiz gezegenmiş gibi davranmak. Karbon mucizevi bir yapı taşıdır. Milyonlarca yıldır dünya doğal bir karbon döngüsünün bir parçası. Bazıları açığa çıkar bazıları depolanır ve herşey dengeli olursa böylece denklik sağlanır. Ancak sanayi devriminden itibaren bu denge bozuldu ve gezegenimizin atmosferde biriktirdiği karbon miktarı ciddi şekilde arttı. Öyle ki yüzbinlerce yıldır atmosfere milyonda 180 ile 280 parça karbondioksit bıraktık ama sanayi devriminden beri bu rakam %40 artarak milyonda 400 parçayı aştı, buda atmosferde ısıyı mahsur bıraktı. Mahsur kalan fazla ısının %90 ‘nın dan fazlasını okyanuslar çekiyor. Okyanuslar fazla karbondioksitin de çoğunu emiyor ve artık 150 yıl öncesine göre %30 daha asitliler ve bu biyolojik çeşitliliği etkiliyor. İstiridye veya midye gibi birçok deniz canlısı kabuklarını yapmakta zorlanıyor. Ama sistemde artan ısı ve genel enerji daha şiddetli hava olaylarına da neden oluyor.

Daha sıcak hava daha fazla nem tutar. Yani yağışlar, fırtınalar, kasırgalar seller hatta kar yağışları bile daha sert olabiliyor.

İklimin her zaman değiştiği doğru ama en azından 50 milyon yıldır bu kadar hızlı değişmemişti. Ne yazık ki ısıda ki artış kutup buz örtüsünün de ve buzullarında daha hızlı erimesi demek bu da deniz seviyesini yükselterek kıyı kentlerindeki 100 milyonlarca insan için tehdit oluşturuyor.

Dünya bizim ortak yuvamız ama aslında onu gelecek nesillerden kiraladık, yani bu yüzden emisyonları hızla azaltmakla kalmamalı aynı zamanda sistemde bulunan fazla karbondioksit miktarına el koymalı veya aşağı çekmeliyiz. Birçok bilim insanı milyonda 350 parçaya ulaşmanın harika hedef olduğuna inanır. Bence hepimiz farkındayız ki gelecek için tahminler şu anda nerdeyse negatif durumda. Ne zaman haberleri veya sosyal medyayı açsanız çevrenin geleceği hakkında bir tür vahim bir durumlar ile karşılaşıyoruz. Fakat gelecek için farklı bir hikaye için yer olabilir bu tür sorunlardan bazılarının çözümlerine odaklanan bir hikaye. Gerçeğe dayalı hayal kurma alıştırmaları olabilir.

MİKRO ŞEBEKELER :

Örneğin güneş enerjili ev sistemi var bunu komşularınla birleştirip 50 yapıyorsunuz, bunlar köylerle birleştirip 100 lere ulaştığınız zaman onu şebekeye bağlayıp şebekeye satabiliyorsunuz, ondan satın almayı unutup ülkenin ana enerji kaynağı hale gelinmiş olunuyor.